TUNCAYDÄ°LCÄ°
TÜRKİYEDE EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA YÜRÜTÜLEN
LİSANSÜSTÜ EĞİTİME ULUSAL YETERLİLİKLER
ÇERÇEVESİNDE BAKIŞ
Özet: Üniversitelerin kendi içerisinde yapılanma ihtiyacı her geçen gün
artmasına, ve işleyen gelişmelere karşı ciddi çalışmaların yeterince olmadığı
görülmektedir. Bu çalışmayla üniversitelerde yürütülmekte olan lisansüstü
eğitim yeterliliklerine uluslar arası yeterlilikler bağlamında eğitim bilimleri
alanı örnekleminde dikkat çekmek amaçlanmıştır. Bu çalışmada öğretim
üyelerinin görüşlerini almak amacıyla nicel karakterli 40 adet soru oluşturularak
farklı bölgelerdeki gelişmiş 12 Üniversitenin ilgili enstitülerine ulaşılmıştır. 135
kişilik öğretim üyesi araştırmaya katılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde;
bağımsız değişkenlerle beraber verilen çoklu seçenekli soru formu
değerlendirilmiştir. Bağımsız değişkenler için varyans analizi ve frekans
değerleri üzerinden istatistik yorumlar yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi,
araştırmanın ana kütlesini temsilen Türkiye'de bulunan 7 Coğrafi bölge
içerisinden her bölgeden en az bir üniversite olması koşulu sağlanarak daha çok
doktora eğitimi yaptığı bilinen üniversiteleri kapsaması planlanmıştır.
Araştırmanın Sonucu öğrencilerin önemli bir kısmı yetersiz bulunurken,
öğrencilerin iletişim becerisine ilişkin yetersizliği olduğu öğretim üyelerinin bir
kısmı tarafından dile getirilirken genel anlamda mesleki yetersizliğin olduğu
vurgulanmıştır.
1.1. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın genel amacı, üniversitelerin Sosyal Bilimler ve Eğitim
Bilimleri Enstitülerinin, Eğitim Bilimleri alanında yapılan/yapılmakta olan
lisansüstü eğitim çalışmalarının, öğretim elemanları görüşlerine dayalı olarak
deÄŸerlendirilmesidir.
PROBLEM DURUMU
Türkiye üniversitelerinde yürütülmekte olan lisansüstü eğitimin, eğitim
bilimleri örnekleminde, uluslararası yeterlilikler çerçevesinde durumu nedir?
Sorusu problem olarak ele alınmıştır.
Araştırmanın Önemi
Türkiye’de öğretim elemanı yetiştirme sürecinde öğretim üyesi adayı,
alanıyla ilgili bir olayı, bir olguyu kavrama, düşünce yürütme, araştırmayı
kurgulama ve çıkarsamalarda bulunma konusunda bir yaklaşım geliştirir. Bu
yaklaşım, öğretim elemanının mesleki yaşamı boyunca taşıyacağı mesleki
kimliğinin de omurgasını oluşturur. Olay ve olguların çok yönlü
değerlendirildiği, kendi toplumsal gerekçeleriyle uyumlu yaklaşımlar
geliştirebildiği, farklı bakış açıları ve paradigmaların birlikte ele alındığı
doktora programlarından öğretim üyesi adayının, bilimsel ve entelektüel
birikimlerinin daha fazla gelişebileceği beklenebilir (Tunç, 2007: 411). Ancak
üniversiteler aynı zamanda sahip olduğu kültürel ortam ve geleneksel yapılanma
yanında yaşanılan politik, ekonomik ve kültürel sorunlar nedeniyle çoğu kez
değişime etkili şekilde yanıt verememekte, toplumsal beklenti ve ihtiyaçları
yeterince karşılayamamaktadır. Bu durum üniversiteler üzerinde bir baskı
oluşturmakta ve üniversiteleri değişim yönünde zorlamaktadır (Özmen, 2007:
412). Üniversiteler; bu rolü yerine getirebileceği konuma ulaşmak zorundadır.
Gerek öğretim üyesi, gerekse öğrenci ve eğitim programlarındaki, niteliği
An Overvıew Of Postgraduate Studıes In Educatıonal Scıences In
The Framework Of Natıonal Qualıfıcatıons
Abstract: Opposite to the university’s needs of constructing itself increases day
by day and making progress, it has been seen that serious studies are not
enough. In this study, it is aimed to draw attention to higher education efficacies
in the context of courses at universities in educational sciences sample. For this
study, to receive the lecturers’ opinions, 40 questions have been prepared. The
12 university’s concerning institutes have been reached from different regions.
135 lecturers attended to the research. When analyzing data, multiple choice
questions form have been evaluated with independent variables. For
independent variables statistical interpretations have been made through
variance analysis and frequency values. The sample of the research consists of
the universities that have a doctoral education and from any of 7 regions in
Turkey. At the end of the study, it is seen that significiant amount of the
students’ have been seen as insufficient and they have insufficient
communication skills and they have professional inadequacy.
ÖĞRETİM ÜYELERİ BAKIŞ AÇISIYLA LİSANSÜSTÜ
EĞİTİMİN YAŞAM ALANINA YANSIMALARI
(Eğitim Bilimleri Örneklemi)
Tuncay DÄ°LCÄ°
Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü, Sivas.
Mehmet GÃœROL
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü, Elazığ.
İlk Kayıt Tarihi: 11.08.2011 Yayına Kabul Tarihi: 15.06.2012
Eylül 2012 Cilt:20 No:3 Kastamonu Eğitim Dergisi 1073-1090
September 2012 Vol:20 No:3 Kastamonu Education Journal
Özet : Üniversitelerin kendi içerisinde yapılanma ihtiyacı her geçen gün
artmasına, ve işleyen gelişmelere karşı ciddi çalışmaların yeterince olmadığı
görülmektedir. Bu çalışmayla üniversitelerde yürütülmekte olan lisansüstü
eğitim yeterliliklerine uluslar arası yeterlilikler bağlamında eğitim bilimleri
alanı örnekleminde dikkat çekmek amaçlanmıştır. Bu çalışmada öğretim
üyelerinin görüşlerini almak amacıyla nicel karakterli 40 adet soru oluşturularak
farklı bölgelerdeki gelişmiş 12 Üniversitenin ilgili enstitülerine ulaşılmıştır. 135
kişilik öğretim üyesi araştırmaya katılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde;
bağımsız değişkenlerle beraber verilen çoklu seçenekli soru formu
değerlendirilmiştir. Bağımsız değişkenler için varyans analizi ve frekans
değerleri üzerinden istatistik yorumlar yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi,
araştırmanın ana kütlesini temsilen Türkiye'de bulunan 7 Coğrafi bölge
içerisinden her bölgeden en az bir üniversite olması koşulu sağlanarak daha çok
doktora eğitimi yaptığı bilinen üniversiteleri kapsaması planlanmıştır.
Araştırmanın Sonucu öğrencilerin önemli bir kısmı yetersiz bulunurken,
öğrencilerin iletişim becerisine ilişkin yetersizliği olduğu öğretim üyelerinin bir
kısmı tarafından dile getirilirken genel anlamda mesleki yetersizliğin olduğu
vurgulanmıştır
1.1. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın genel amacı, üniversitelerin Sosyal Bilimler ve Eğitim
Bilimleri Enstitülerinin, Eğitim Bilimleri alanında yapılan/yapılmakta olan
lisansüstü eğitim çalışmalarının, öğretim elemanları görüşlerine dayalı olarak
deÄŸerlendirilmesidir.
PROBLEM DURUMU
Türkiye üniversitelerinde yürütülmekte olan lisansüstü eğitimin, eğitim
bilimleri örnekleminde, uluslararası yeterlilikler çerçevesinde durumu nedir?
Sorusu problem olarak ele alınmıştır.
Araştırmanın Önemi
Türkiye’de öğretim elemanı yetiştirme sürecinde öğretim üyesi adayı,
alanıyla ilgili bir olayı, bir olguyu kavrama, düşünce yürütme, araştırmayı
kurgulama ve çıkarsamalarda bulunma konusunda bir yaklaşım geliştirir. Bu
yaklaşım, öğretim elemanının mesleki yaşamı boyunca taşıyacağı mesleki
kimliğinin de omurgasını oluşturur. Olay ve olguların çok yönlü
değerlendirildiği, kendi toplumsal gerekçeleriyle uyumlu yaklaşımlar
geliştirebildiği, farklı bakış açıları ve paradigmaların birlikte ele alındığı
doktora programlarından öğretim üyesi adayının, bilimsel ve entelektüel
birikimlerinin daha fazla gelişebileceği beklenebilir (Tunç, 2007: 411). Ancak
üniversiteler aynı zamanda sahip olduğu kültürel ortam ve geleneksel yapılanma
yanında yaşanılan politik, ekonomik ve kültürel sorunlar nedeniyle çoğu kez
değişime etkili şekilde yanıt verememekte, toplumsal beklenti ve ihtiyaçları
yeterince karşılayamamaktadır. Bu durum üniversiteler üzerinde bir baskı
oluşturmakta ve üniversiteleri değişim yönünde zorlamaktadır (Özmen, 2007:
412). Üniversiteler; bu rolü yerine getirebileceği konuma ulaşmak zorundadır.
Gerek öğretim üyesi, gerekse öğrenci ve eğitim programlarındaki, niteliği Türkiye’de Eğitim Bilimleri Alanında Yürütülen Lisansüstü Eğitime Ulusal Yeterlilikler… -95-
artırma, üniversite/fakülte/bölüm sayısının artırılmasından çok daha önemlidir
(Aslan, 2007: 250).
Bu çalışmayla üniversitelerimizin; genelde mevcut lisansüstü eğitim
faaliyetlerine dönük yaşanan belli başlı problemlere ışık tutma; özelde ise
eğitim bilimleri alanında yapılan lisansüstü çalışmaların işleyişine ilişkin
yerinde tespit yaparak; lisansüstü gelişmelere çağcıl perspektiften katkı
sağlamak adına önemlidir.
An Overvıew Of Postgraduate Studıes In Educatıonal Scıences In
The Framework Of Natıonal Qualıfıcatıons
Abstract: Opposite to the university’s needs of constructing itself increases day by day and making progress, it has been seen that serious studies are not
enough. In this study, it is aimed to draw attention to higher education efficacies
in the context of courses at universities in educational sciences sample. For this
study, to receive the lecturers’ opinions, 40 questions have been prepared. The
12 university’s concerning institutes have been reached from different regions.
135 lecturers attended to the research. When analyzing data, multiple choice
questions form have been evaluated with independent variables. For
independent variables statistical interpretations have been made through
variance analysis and frequency values. The sample of the research consists of
the universities that have a doctoral education and from any of 7 regions in
Turkey. At the end of the study, it is seen that significiant amount of the
students’ have been seen as insufficient and they have insufficient
communication skills and they have professional inadequacy.
ALGILANAN ANNE TUTUMLARININ KIZ ÇOCUKLARININ KARİYER BEKLENTİSİNE ETKİSİ ÜZERİNE ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ
Özet:Nitel araştırma biçiminde desenlenen bu çalışma ile algılanan anne tutumunun kız çocuklarının kariyer beklentisine etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmanın verileri, 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında, Sivas İli merkezinde bulunan Sivas Anadolu Lisesinde okuyan 15 kız öğrenciye ve Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenim gören 15 1.sınıf öğrencisine yapılandırılmış yönteme göre hazırlanmış sorular uygulanmış ve daha sonrada söylev çözümlemesi tekniği kullanılarak içerik analizi yapılmıştır Elde edilen bulgulara göre; kız çocuklarının annelerinin kendilerine destek verme durumuna göre beklentileri artmakta veya azalmaktadır. Yine elde edilen bulgular, annelerin çocuklarından fazlasıyla olgun ve sorumlu davranışlar beklediklerini ortaya koymuştur. Çalışmada annelerin büyük bir kısmının çocukları ile ilgili karar verirken çocuklarının fikirlerini önemsedikleri ve annelerin çocuklarının kendileri ile ilgili karar almalarına izin verdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca annelerin büyük bir çoğunluğunun çocuklarına yeterince özgürlük tanıdıkları, çocuklarını akademik olarak destekledikleri ve çocukların da annelerinin kendilerini destekleyeceklerine inandıkları sonucuna varılmıştır. Algılanan anne tutumlarının kız çocuklarının kariyer beklentisine etkisi konusunda ulaşılabilir bir literatür bulunamamasından dolayı bu çalışmanın literatüre katkı yaparak konuyla ilgilenen annelere faydalı olacağı ve yeni çalışmalara yön vereceği düşünülmektedir.
Abstract
With this study which is figured with qualitative research is aimed to analyze the impacts of perceived mother attitudes on career expectations of female children. In 2012- 2013 academic year spring term, questions which are prepared according to structured method, were asked to 15 female student studying in Sivas Anatolian High School, located in Sivas city centrum, and 15 students who are freshman, studying in Cumhuriyet Unıversıty, and then content analysis was made by using discourse analysis technique. According to acquired findings, female childrens’ expectations increase or decrease in regard to supporting of their mothers. Again acquired findings assert that mothers expect mature and responsible behaviours from their children. In this study, while making decision about their own children, mothers take into consideration children’s thoughts and they allow children to making decision about them. Moreover, reached conclusion that the great majority of mothers permit children freedom, support them academically and children believe that their mother will support them. Because of not being any accesible source about the impact of perceived mother attitudes on career expectations of female children, it is thougt that, this study will be useful for mothers who are interested in this theme and it will influence new studies.
TEKERLEMELERİN EĞİTİM-ÖĞRETİM SÜRECİNDE
KULLANIMINA YÖNELİK İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN
GÖRÜŞLERİ SİVAS İLİ ÖRNEĞİ
Özet: Söz varlığımızın önemli araçlarından olan tekerlemeler eğitimsel
hayattan giderek soyutlanmaktadır. Toplumsal genetiğimizle örtüşen
şiirsel anlatı formunda sunulan, duyuşsal öğrenmelerimize anlam veren
tekerlemelerin; sözellik adına bireysel dil becerilerinin yanı sıra, melodik
ve ritmik gelişimleri olumlu yönde etkileyeceği aşikârdır. İşte bu
çalışmayla eğitim kurumlarımızda uygulanmakta olan resmi eğitim
programlarının dışında kalan, ancak geçmişten günümüze Türk kültür
coğrafyası içerisinde önemli bir yere sahip olan tekerlemelerin eğitimsel
uygulamalara yansıyan yönünün öğrencilerin görüşlerine dayalı olarak
betimlenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmayla, ilköğretim öğrencilerinin
öğrenim hayatında karşılaştıkları tekerlemelere ilişkin görüşlerinin ne
olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma yöntemi olarak betimsel
nitelikli tarama modelinde bir araştırma olup, 2011-2012 eğitim öğretim
yılında Sivas ili evrenininden random yöntemiyle belirlenmiş üç
ilköğretim Okulu’na devam eden 216 yedinci sınıf öğrencisi
araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Öğrencilerin görüşlerini
belirlemek üzere araştırmacı tarafından geliştirilen 20 maddelik anket
veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda şu
sonuçlara ulaşılmıştır: Öğrencilerin çoğunluğu tekerlemelerin eğitim-
öğretim sürecinde kullanımına yönelik olumlu görüş bildirmişlerdir. Kız
öğrencilerin erkek öğrencilere göre tekerlemelerin Türkçe dil becerisine
etkisine ilişkin daha olumlu görüş bildirdikleri saptanmıştır. Ayrıca
anne ve baba eğitim düzeyi ile öğrencilerin görüşleri arasında pozitif
korelasyon olduğu saptanmıştır. Diğer taraftan günlük hayatta
tekerlemelerin kullanımına ilişkin aile içerisinde yeterli eğilimin
olmadığı ve giderek unutulmaya yüz tutuğu bilinmektedir. Araştırma
bulgularına dayanarak, tekerleme kültürünün eğitimsel ortama
kazandırılması ile ilgili projeler yapılması, eğitim programındaki ders
içeriklerinin tekerlemelerle ilişkilendirilerek işlenmesi gibi öneriler
sıralanmıştır.
THE VIEWS OF PRIMARY SCHOOL STUDENTS ON THE
USAGE OF NURSERY RHYMES IN EDUCATIONAL PERIOD:
SAMPLE of SIVAS
ABSTRACT
Nursery rhymes that are one of the most important instruments
in vocabulary are getting abstracted from the educational process day
by day. It is explicit that nursery rhymes presented in the poetic
narrative form jibing with our society and make sense of our affective
learning influence positively melodic and rhythmic progress in addition
to individual language skills on the behalf of linguistic. The study aims
to find out the views of the primary school students on the nursery
rhymes that are faced in their educational period. The study is based on
the descriptive survey method and the sample consists of 216 seventh
grade students selected randomly from three primary schools in 2010-
2011 educational periods in Sivas. The instrument to collect the data is
a 20 question survey that is developed by the researcher. At the end of
the research, it is found out that most of the students have positive
views towards the usage of nursery rhymes in educational period. It is
determined that girls have more positive views towards the effects of
nursery rhymes in Turkish language skills than boys. Also, it is
determined that there is a positive correlation between parents’
education and the views of the students. Depending on the research
findings, some suggestions to bring into prominence of the nursery
rhymes in educational area are made.
GiriÅŸ
Toplum ve çocuğun kişiliğinin temel yapı taşlarının en önemlilerinden birinin kültür
olduğunu biliyoruz. Günümüzde kültürel geçmişin ve birikimin yeni kuşaklara aktarılmasına hayal
gözüyle bakılabilmektedir. Kültürünü git gide unutmakta olan çocuk, yabancılaşmakta olduğu
kültürüne yeni kılıf ve alıntılarla Ģekil vermektedir. Dolayısıyla çocuk kendi kültürünü bilmez ya da
yorumlayamaz ise karşılaştığı farklı kültürlerin oyuncağı olabilmektedir. Bu nedenle çatışma ve
yok oluÅŸlar yaÅŸanabilmektedir.
Kültürleme, “eğitimin her boyutuyla işe koşularak, bireylerin yaşam deneyimlerini, yeni
nesle aktarmak için toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilen insana özgü yaşam deneyimlerinin
paylaşılmasıdır. Bu süreç her ne kadar formallenmiş eğitim aracılığı ile olsa da informal şekillerde
de sürmektedir. Örgün eğitim kurumlarında çeşitli dersler aracılığıyla, belirlenen amaçlara
ulaşılmaya çalışılmaktadır. Eğitimin işlevlerinden biri kültür aktarımını sağlamasıdır. Kavcar‟a
göre eğitimin işlevi topluma sağlıklı bir biçimde uyum sağlayabilmeleri için insanları etkilemektir.
Bu etkileme, geçmişteki sosyal ve ulusal değerleri tanıtıp benimsetme, bugünün gerçeklerini
gösterme ve geleceğe dönük değerler, hünerler kazandırma yoluyla olur. Çağdaş eğitimin amacı,
dünü koruyarak yarını güven altına almaktır. Kısacası eğitimden beklenen üç esas, dünü tanıtma,
bugünü kavratma ve yarına hazırlamadır (Küçükbasmacı-Öztürk 2011: 672).
TEKERLEMELERİN EĞİTİM-ÖĞRETİM SÜRECİNDE
KULLANIMINA YÖNELİK İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN
GÖRÜŞLERİ SİVAS İLİ ÖRNEĞİ
Özet: Nitel araştırma biçiminde desenlenen bu çalışma ile ilkokul
öğretmenlerinin öğrencilerde görülen sosyal problemlerin akademik
başarıya etkisine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın verileri, 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında,
Sivas ili Suşehri ilçe sınırları içerisinde yer alan farklı eğitim
kurumlarında çalışmakta olan 25 öğretmenle yapılan yarı
yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiş, elde edilen veriler betimsel
ve içerik analiz yöntemleriyle irdelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre
öğretmenler sosyallik kavramını iletişim ve arkadaşlık ilişkileri ile ifade
etmiştir. Sosyal problem yaşayan öğrencilerin akademik başarısının
daha düşük olduğunu belirten öğretmenler, bu öğrencilerin derslere
ilgilerinin düşük seviyede olduğunu ve motivasyon sorunu yaşadıklarını
belirtmişleridir. Ailenin, sosyal beceri gelişiminin önemli bir parçası
olduğunu vurgulamış ve bu konuda ailelerin bilinçlendirilmesi
gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca sosyal problemlerin kız öğrencilerde
daha çok görüldüğünü belirtmişlerdir. Sosyal becerileri geliştirmek için
öğrencilere sosyal paylaşımlarda bulunabilecekleri ortamlar yaratılması,
öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine olanak sağlanması gerektiğini
vurgulamışlardır. Geleceğin sağlıklı toplumunu oluşturacak çocukların,
sosyal beceriler ve olumlu karakter özellikleri kazanmaları
gerekmektedir. İlkokul dönemi çocukların bu özellikleri kazanmaya en
açık olduğu dönemdir. Bu dönemde öğretmenler çocukların model
aldıkları en önemli figür haline gelirler. Bu nedenle öğrencilerde sosyal
becerilerin geliÅŸtirilmesi, pekiÅŸtirilmesi ve bu becerilerin deÄŸiÅŸik
ortamlarda uygulanmasının gerektiğinin vurgulandığı bu çalışmada
öğrencilerde sosyal becerilerin geliştirilmesi konusunda öğretmenlere
bazı tavsiyelerde de bulunulmuştur
THE INVESTIGATION OF THE TEACHERS’ VIEWS ABOUT
THE EFFECT OF SOCIAL PROBLEMS IN CHILDREN ON
ACADEMIC SUCCESS
ABSTRACT
The purpose of this study, which was designed in format of
qualitative research, is to determine the impact of social problems in
students to academic success on primary school teachers’ views. The
data of the research were obtained by semi- structured interviews with
25 teachers who work in different educational institutions in SuÅŸehri in
Sivas in the term of Spring semester of 2012-2013 academic year and
the data were discussed by descriptive and content analysis methods.
According to the findings, teachers referred the concept of
sociability with communication and friendship concepts. The teachers
expressed that the academic success of the students, who had social
problems, were low and these students had very little interest in
lessons. Furthermore the teachers stated that these students had
motivation problems. The teachers emphasized that family had a very
important role in the development of social skills of the students and
the families should be informed about these issues. Morever, the
teachers stated that social problems were seen more in female students.
The teachers emphasized that some environment, in which the students
could have social interaction with others, should be created to develop
the social skills of the students and also the students should be
provided to express themselves. The children, who will compose the
healthy society of the future, need to acquire social skills and positive
character traits. Primary school is the most suitable period when the
students gain these features. In this period the teachers become the
most important figüre for the students who see them as the model.
Therefore, in this study which emphasizes the development and
reinforcement of the social skills of the students and the necessity to
apply these skills in different environment, there are also some advice
to teachers on the development of students' social skills.
1.GÄ°RÄ°Åž
İnsan yaradılışı gereği sosyal bir varlıktır. Yaşadığı toplumun bir parçası olmakla beraber,
bir takım sosyal rolleri olan, yaşadığı toplumla etkileşimde bulunan toplumsal bir varlıktır.
Dolayısıyla bireylerin gelişim sürecine bakıldığında bilişsel, duyuşsal, fiziksel gelişiminin yanında
sosyal gelişimi de önemlidir. Sosyal gelişim, toplumsal beklentilere uygunluk gösteren kazanılmış
davranış yeteneği olarak tanımlanabilir. Çocuğun sosyalleşmesi kalıtımdan çok, çevrenin etkisine
yani öğrenmeye dayanır. Çocuğun çevresindeki kişilerle sürekli etkileşim içinde olması, onun
sosyalleÅŸmesini saÄŸlar. (MEB, 2011)
Sosyalleşme, bireyin, içinde yaşadığı toplumun normlarını, değerlerini, kendisinden
beklenen rolleri, tutumları ve davranış yapılarını, toplumsal etkileşim için gerekli becerileri, benlik
ve kimlik duygusunu kazanma, içinde yaşadığı kültürü içselleştirme sürecidir
SosyalleÅŸme, kiÅŸiye toplum
normlarına uyum sağlama ve ötekiyle yaşama bilincini aşılar. Sosyalleşmeyle birlikte fert,
toplumun değer yargılarını, kültürünü ve o toplum içerisindeki rolünü öğrenir
Sosyalleşme, “bir ferdin herhangi bir grup
faaliyetine katılmasında kendisinden beklenen rol ile ilgili normlardan haberdar olmasıdır. İnsan
davranışı sosyal çevrenin yönlendiriciliği ile meydana gelir ve çevre tarafından öğretilir’’
6-12 YAŞ ÇOCUKLUK DÖNEMİ DEĞER EĞİTİMİNE İLİŞKİN
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ
Özet: Değerler, insanın hayatını etkileyen ve önem verilen düşüncelerdir.
Sosyal bilimlerin önemli uğraş alanlarından biri olan değer kavramı felsefenin
aksiyoloji alt alanı kapsamında ele alındığı bilinmektedir. Bu bağlamda insanın
yaşam formu olarak bilinen değer erken çocukluk yıllarından itibaren
yaşantımızın önemli bir parçasını oluşturmaya başlar. İşte bu noktada
değerlerin ergenlik öncesinden başlayarak çocuklara nasıl aktarıldığı önem
taşımaktadır. İnsanların yaşam evrelerinde şekillenen ve içerisinde bulunduğu
kültür ya da çevre portalında biçimlenen değerler, bir kimlik öğesi olarak farklı
dönemlerde farklı davranış biçimlerinde yaşama yansımıştır. İşte bu
dönemlerin önemli evresi olan 6-12 yaş dönemi eğitim sisteminin başlangıç
yıllarında çocuğun karşısına çıkar. Bu çalışmayla 6-12 yaş dönemi değer
eğitimine ilişkin sınıf öğretmenlerinin düşüncelerini ve yaklaşımlarını tespit
etmek amacı güdülmüştür. Yarı yapılandırılmış sorulardan oluşan nitel
araştırma tekniği kullanılmıştır. Betimsel karakterli sorulara verilen yazılı
görüşler tema analizi yapılarak sınıflandırılmıştır. Araştırma bulgularına göre,
öğretmenlerin; evrensel değerleri tanımlarken en çok sevgi, saygı, hoşgörü,
adalet ve barış kavramlarını değer simgesi olarak kullandıkları, tanımladıkları
evrensel değerlerle, derslerde kazandırmaya çalıştıkları değerler arasında bir
paralellik olduğu, değerler eğitimi uygulamalarında, değer kazanımlarını
belirlemek için daha çok gözlem yaptıkları sonuçlarına varılmıştır. Bu
çerçevede sınıf öğretmenlerine öğrencilerde değer içselleşmesi için yaşam
alanına taşınan kavramların uygulanmasına gereken önemin gösterilmesi,
ailelerle eşgüdüm sağlanması, değer kazanımını hızlandırmak adına çoklu
ortamları sunarak kazanımların kalıcılığının sağlanması gibi öneriler
sıralanmıştır.
Abstract
Values are significant conceptions that affect human life. The notion of values as one of the issues social sciences deals with is known to be a part of axiology, a sub-branch of philosophy. In this regard, values known as an individual's life form begin to constitute a significant part of our life beginning from the early childhood years. At such a point, how these values are transferred to children beginning with the period before puberty is quite significant. Therefore, the present study aims to explore elementary school teachers' perspectives of values education during ages of 6-12. A qualitative research tool that is composed of semi-structured items was used in the study. Content analysis was carried out to analyze the written responses to open-ended items. The findings of the study indicated that the teachers used the concepts of love, respect, tolerance, justice and peace as value symbols when defining universal values; there was a parallelism between the universal values they defined and what they attempted to teach learners in the lessons, and they made more observations in practices of values education to determine value acquisition. In this regard, various recommendations are made such as paying attention to the application of the concepts that moved into the living space for value internalization, establishing coordination with parents and ensuring the retention of the acquired values by presenting multimedia environments to speed up value acquisition.
Öğr. Gör. Dr. Onur KÖKSAL
Selçuk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu
Yrd. Doç. Dr. Tuncay DİLCİ
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programı ve Öğretimi
Prof. Dr. Mehmet GÃœROL
İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programı ve Öğretimi
Öğrt. Ramazan BEYDİLLİ
Sivas Atatürk Orta Okulu
SINIF ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÜSTBİLİŞSEL OKUMA STRATEJİLERİ İLE ÇOKLU ZEKA ALANLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
Özet :
Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenliği bölümünde öğrenim gören öğretmen adaylarının kullandıkları
üstbilişsel okuma stratejileri ile baskın zeka alanları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaktır.
Çalışma, ilişkisel tarama modeline dayalı desenlenmiştir. Araştırmaya 2011–2012 eğitim-öğretim yılında
Cumhuriyet Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği’nde öğrenim gören 609 öğrenci katılmıştır.
Araştırmada, çalışma
grubundaki öğrencilerin sahip oldukları baskın zeka alanının içsel zeka olduğu ve üstbilişsel okuma
stratejilerinin her iki boyutunu (analitik stratejiler ve pragmatik stratejiler) da sık sık kullandıkları sonucuna
ulaşılmaktadır. Üstbilişsel okuma stratejileri ile çoklu zeka alanları arasındaki ilişki incelendiğinde, analitik
okuma stratejileri ile zeka alanları arasında anlamlı düzeyde bir ilişkiye ulaşılmazken, pragmatik okuma
stratejileri ile mantıksal zeka alanı arasında bir ilişkiye ulaşılmaktadır. Çalışma sonucunda, eğitim
sistemimizde çoklu bir zeka anlayışının ve analitik stratejilerin kazandırıldığı bir yaklaşımın benimsenmesinin
gerekli olduğu vurgulanmaktadır
Abstract :
The aim of this study is to investigate the relationship between the metacognitive reading strategies that are used by primary school teacher candidates and their intelligence fields. This study is based on the survey
model. The study sample consists of the 609 students at the Department of Primary School Teaching of
Cumhuriyet University in 2011-2012 educational period. In the study, it was concluded that the intrapersonal
intelligence was the dominant intelligence field of the study group, and the students frequently used
metacognitive reading strategies.
In terms of relation between metacognitive reading strategies and the
multiple intelligences, no significant relation between analytic reading strategies and the multiple intelligences
was reached and the relation between pragmatic reading strategies and mathematical intelligence was
determined. At the end of the study, it is emhasized that the understanding of pluralistic intelligence and
analytical strategies sholud be adopted as an approach in our educational system.
The Correlation between Multiple Intelligences and Metacognitive Reading Strategies of Primary School
Teacher Candidates
Tuncay DÄ°LCÄ° Cumhuriyet University, Faculty of Education
TuÄŸba BABACAN
Ministry of National Education